Diş Kaybı <--> Kırılma, Çatlama, Parçalanma, Kopma, Düşme, Dökülme
Diş Kaybı <--> Kırılma, Çatlama, Parçalanma, Kopma, Düşme, Dökülme
Diş Kırılması ile Diş Çatlaması tamamen farklı ifadelerdir. Dişin kırılması teşhis koymak için bir diş hekimini gerektirmeyecek şekilde bariz belirli bir diş parçası kaybını ifade ederken, diş çatlamasından kasıt mikroskopik seviyelerde ve dişin bambaşka kısımlarında olabilen, bazen göz ile de görülebilen ancak genellikle göz ile görmeyi bırakın diş hekimliğinde teşhisi en zor olan vakaların oluşturduğu bir diş problemi grubuna işaret eder.
Diş Kopması veya Diş Parçalanması ise en ağır travmatik olguları ifade eden, diş kırılmasının da ileri bir versiyonudur.
Diş Düşmesi - Dökülmesi ise, süt dişleri ile ilgili sayfada ayrıntılı anlatılmıştır.
Diş Kırılması & Dişin kopması / parçalanması :
Bir dişin kırılması, yukarıdaki resimde görüldüğü üzere dişten bir parça kopması şeklinde olabileceği gibi, alttaki resimde görüldüğü şekli ile komple diş kaybı ile de açığa çıkabilir.
Sinsice içten içe çürüyerek diş enfeksiyonu ile özü "kof"laşan dişlerde görüldüğü üzere, ya da daha önce dişte oluşmuş minik bir diş çatlağının zamanla ilerleyerek dişin içerisine sirayet etmesi nedeniyle dişin yapısal bütünlüğünün bozulması durumunda olduğu gibi, diğer patolojik süreçlere bağlı oluşan diş kırıkları olabilse de, dişlerde oluşan kırılmaların en sık sebebi travmalardır.
Travmalara sekonder olarak en sık zarar görme eğiliminde olan dişler, dışarıya çıkık pozisyonları dolayısı ile ağız içerisindeki doğal girintinin yarattığı korunma olanağından yoksun olan ön 1 numaralı kesici dişlerdir. Bu dişler kesme işlevleri dışında, yüzün estetik görünümünde de büyük önem arzettiğinden, kayıpları durumu hastalarımız için diğer dişlerden çok daha önemli olmaktadır.
Travma sonucu bir parçası KIRILMIŞ dişlerde tedavi seçenekleri :
Yukarıdaki resimde, kırılarak ucu kopmuş olduğu görülen bir diş mevcuttur. Alttaki resimde; aynı dişin diş hekimi müdahalesi ile kompozit dolgu tedavisi uygulanarak rekonstrükte edilmiş hâlinin resmi vardır.
Bir dişin kırılarak kısmi (parsiyel) kaybında, tedavi seçeneklerinin; oluşan kırığın yapısına, kırılan diş parçasının büyüklüğüne, kırılan dişin ağız içerisindeki yeri ve işlevine (çiğneme için kullanılan bir diş için tedavi yaklaşımı farklı, kesici diş için takip edilmesi gereken onarım prosesi farklıdır.), travma yaşamış hastanın genel ağız yapısı ve hatta yaşına göre "en doğru ve uygun" olarak belirlenmesi, tedavinin başarılı sonuç vermesi için mutlak suretle çok önemlidir. Karşılaşılan travmaya sekonder oluşmuş diş kırığını değerlendirecek hekimin bu konudaki tecrübesi ve birikimi, tedavi sürecinin gidişatını birebir etkileyecek en büyük değişkendir!
Kırılan bir dişte, dişin restorasyonuna yönelik proseslerin detaylıca incelendiği rehber bölümlerimiz, diş dolgu tedavisi, diş kök-kanal tedavisi, diş protezleri ve diş hekimliğinde cerrahi, Estetik diş hekimliği başlıkları altında, her konunun kendi bütünlüğü içerisinde tüm ayrıntısı ve resimleri ile anlatılmıştır.
Travma sonucu kökünden koparak yerinden çıkan dişte, ilk müdahale :
Travma sonucunda kopan bir dişin total kaybında; Düşen-kopan dişe yapılması gereken şey : özellikle kök bölgesi açıkta ise kökün el ile temas etmesinden bile kaçınılarak derhal "Serum fizyolojik" (acillerde damar yolu ile verilen ve eczanelerden çok ucuz fiyata sağlanabilecek izotonik özellikli Na-Cl (Sodyum-Klorür = Sofra tuzu) içeren sıvı) veyahut "süt" içerisinde, ya da "tükürük" içerisinde (tercihen kişinin kendi tükürüğü içinde ve eğer kişi dişini yutmayacak yaşta erişkin bir insan ise, dişler ile yanak kenarları arasındaki ağız boşluğunda!) muhafazası sağlanmalı, akabinde hiç zaman kaybetmeden acilen bir diş hekimine gidilmelidir.
Kırılarak tamamen KOPMUŞ/parçalanmış bir diş için tedavi seçenekleri :
Bir dişin tamamen (total) kaybında, tedavi seçeneği olarak ne yazık ki çok fazla bir opsiyon kalmamış demektir. Tabii ki kırılmanın şekline ve dişe verdiği hasar seviyesine bağlı olarak, eğer kopan diş, travma sırasında parçalanmamış ve bütünlüğünü muhafaza ediyor ise, doğal dişin "re-implantasyonu" yani diş hekimi tarafından tekrar yerine oturtularak çene kemiği ile doku bütünleşmesinin sağlanması denenebilir. Bir splint ile yerine tekrar sabitlenecek dişin işlevini tekrar kazanma olasılığı vardır. Diş hekimine düşen görev, dişin yerine sabitlenmesini sağlayacak işlemi uygulaması akabinde, hastanın olası yara yeri enfeksiyonunu önleyecek antibiyotik tedavisi başlayarak dişin eski yerine tekrar uyum sağlama sürecinin bir enfeksiyon nedeni ile başarısız olmasını engellemek ve şiddetli olması beklenen oral bölge ağrılarının tedavi gidişatını engelleyecek hale gelmemesi için analjezikler ile ağrının giderilmesine çalışmaktır. Bunun dışında tedavinin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmadığını anlamak için, beklemek ve düzenli olarak diş hekimi tarafından planlanacak olan kontrollere giderek sonucu görmek dışında yapılabilecek pek başka bir şey yoktur.
Eğer total diş kaybında, reimplantasyon başarısız olmuş ise, ya da zaten diş kaybı ertesinde geride reimplante edecek bir diş bulunamamış veyahut diş kaybı bir diş çürüğü ya da periodontitis ya da diğer enfektif ve inflamatuvar nedenler ile diş anatomik ve fizyolojik işlevselliğinin bozulmasına bağlı, dolayısı ile her halükarda orjinal dişi tekrar kullanmaya çalışmanın mümkün olmadığı bir durum içinde bulunuluyor ise, tedavi seçenekleri iyice daralmaktadır.
İmplant dışında, kopan/yitirilen dişin çevresinde bulunan sağlam dişlerin de kesilerek yontulup, üzerlerine geçirilecek bir protez diş köprü porselen kaplaması / protez zirkon diş kaplaması uygulaması ile, aradaki kayıp dişin de yanlardan destek alarak yerinde durabilecek bir muadilinin yapılması işlemi diğer bir tedavi olasılığıdır. Ancak tabii ki, hem sağlam dişlerin iatrojenik olarak diş hekimi tarafından bilinçli bir şekilde kesilerek deformasyonunu gerektirmesi, hem de orta ve uzun dönemde olası komplikasyonlar ile ilerleyici diğer problemlere yol açabilen bu kron-kaplama-köprü-protez seçeneği, implant tedavisi ile karşılaştırılabilecek dirayette olamamaktadır.
Eğer total diş kaybında, reimplantasyon başarısız olmuş ise, ya da zaten diş kaybı ertesinde geride reimplante edecek bir diş bulunamamış veyahut diş kaybı bir diş çürüğü ya da periodontitis ya da diğer enfektif ve inflamatuvar nedenler ile diş anatomik ve fizyolojik işlevselliğinin bozulmasına bağlı, dolayısı ile her halükarda orjinal dişi tekrar kullanmaya çalışmanın mümkün olmadığı bir durum içinde bulunuluyor ise, tedavi seçenekleri iyice daralmaktadır.
Kayıp dişin doğal yollar ile yerine konmasının mümkün olmadığı durumlarda, en güzel tedavi; çene kemiğine implante edilecek bir diş vidası üzerine yapılan Diş Protezi - Kron Kaplamalar : Porselen Diş Kaplaması / Zirkon Diş Kaplaması şeklinde özetlenebilecek dental cerrahi uygulamaları türevleri'dir. İmplant Tedavisi ; günümüz şartlarında en olumlu sonuç veren diş kaybı tedavisidir.
İmplant dışında, kopan/yitirilen dişin çevresinde bulunan sağlam dişlerin de kesilerek yontulup, üzerlerine geçirilecek bir protez diş köprü porselen kaplaması / protez zirkon diş kaplaması uygulaması ile, aradaki kayıp dişin de yanlardan destek alarak yerinde durabilecek bir muadilinin yapılması işlemi diğer bir tedavi olasılığıdır. Ancak tabii ki, hem sağlam dişlerin iatrojenik olarak diş hekimi tarafından bilinçli bir şekilde kesilerek deformasyonunu gerektirmesi, hem de orta ve uzun dönemde olası komplikasyonlar ile ilerleyici diğer problemlere yol açabilen bu kron-kaplama-köprü-protez seçeneği, implant tedavisi ile karşılaştırılabilecek dirayette olamamaktadır.
Yukarıdaki şekilde; ön dişlerine aldığı travma ile sağ taraf 1 numaralı kesici (incisive) dişini kaybetmiş bir hastanın dişlerinin resmi görülüyor. Aşağıdaki şekilde ise, aynı hastanın kayıp dişi yerine uygulanan bir dental implantın radyografisi mevcuttur.
Dental implant uygulaması ve üzerine yapılacak Protez Diş Uygulaması ile ilgili detaylı bilgilere aşağıdaki sayfa linklerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Şu ana kadar yazılanlardan anlaşılabileceği üzere, diş kırılması ya da kopması, diş hekimliği pratiğinde oldukça efektif çözümleri olan "tedavi edilebilir" bir olgudur. Bu, insan vücudundaki diğer "organlar" için genelde pek olası olmayan, bir organ kaybını takiben yerine tamamen işlevsel bir yenisinin konabilmesinin tedavi seçeneklerinde olabildiği güzide tıp başarılarındandır. (Şimdilik sadece diş konusunda geçerli, darısı diğer tıp branşlarının başına...)
DİŞ ÇATLAMASI - Yarılmış Dişler / Çatlamış GİBİ görünen Dişler :
Çatlamış diş veya yarılarak yüzeysel bütünlüğünü kaybetmiş dişlerde durum, ilginçtir ki, kırılmış dişlerden daha karmaşıktır.
Öncelikle çatlamış diş ile çatlamış gibi görünen diş ayırımını çok güzel yapmak gerekir !
Öncelikle çatlamış diş ile çatlamış gibi görünen diş ayırımını çok güzel yapmak gerekir !
Üstteki resim, çatlamış gibi görünen dişlere örnek olarak konulmuştur.
Çatlamış gibi görünen dişlerde, çatlakımsı görünümler (çiziklenme) aslında "diş minesinde" oluşmuş birer çiziktirler. Daima ağrısızdırlar! Genellikle dişte uzunlamasına (yere dik) seyrederler (nadiren yatay da olabilirler). En fazla ön kesici dişlerde fark edilirler (sağ üstteki resimde görüldüğü şekilde) ve varlıkları dikkat çekicidir.
Oluşumları, bizlerin yaşlanması ile artmaktadır. Diş hekimleri tarafından "normal diş anatomisi sınırları dahilinde" kabul edilirler!
Oluşum mekanizmaları; dişi oluşturan "diş minesi" ve hemen bunun altındaki "dentin tabakasının" ısınma ve genleşme özelliklerinin farklı olmasından kaynaklanır. Kişi birbiri ardına hızlıca soğuk ve hemen akabinde sıcak (ya da önce soğuk sonra sıcak, farketmez...) birbirinden yüksek derecelerde ısı farkı içeren yiyecek-içecek tükettiğinde, ısı farkından dolayı diş minesi ile dentin tabakası birbirinden farklı miktarlarda genleşir ve büzüşürler. Üst üste hızlıca farklı soğukluk ve sıcaklıkta gıdalar tüketildiğinde, dentin ve mine komponentlerinde ard arda izlenen bu farklı oranlardaki genleşme ve büzüşme, en yüzeyde bulunan diş minesi tabakasının, alttaki dentin tabakası tarafından ittirilip-çektirilmesine, ve dolayısı ile, dentin tabakasından çok daha kırılgan olan minenin ennihayetine yüzeysel deformiteler oluşturmasına yol açar. Mine dentine göre çok daha serttir, bu darbelere ve aşınmaya karşı büyük bir direnç sağlar, ancak dentinin yumuşaklığı da ona mine tabakasına göre çok daha fazla bir elastikiyet kazandırır, bu yüzden dentin sıcak-soğuk farkından çok etkilenmez, mine ise bu duruma karşı daha yüksek duyarlılıktadır. Diş minesi ve bunun hemen altındaki dentin tabakası, birbirleri ile birer birer molekül-molekül seviyesinde sapasağlam bağlı olduklarından, bu diş minesi yüzeyinde oluşan çatlakımsı görünümler diş minesini boylu boyunca yaracak ya da dişi çatlatarak kıracak bir etki yaratmazlar! Yukarıdaki şekilde açıkça görüldüğü üzere, alt kesici (incesive) dişler ve sağ alt kanin dişi (canine - köpek dişi) yüzeyinde, çok sayıda dikey diş minesi çizikleri mevcuttur.
Çatlak Diş Sendromu (Cracked Tooth Syndrome) :
Üst ve alttaki çatlamış diş resimlerinde açıkta görüldüğü üzere, üstteki resimde dişin ağızdan çıkartılmadan önceki şekli ile, alttaki ise dişteki çatlağın aslında nasıl dişi ikiye ayıracak kadar derin olduğunu açıkça gösterir halde, bir diş çatlağının aslında ne kadar boyunda büyük hasarlara neden olabileceğinin örnekleri olarak sunulmuştur. (Not : Diş minesinde izlenen siyahlık, resimdeki açıdan net görülemeyerek arkada kalan bir amalgam dolgunun renk vermesidir, diş çürüğü değildir.)
Çatlak diş sendromunda bir kural olarak; diş hekimi tespit edilen ağrılı diş ile ilgili, klinik (hasta ağız içi muayenesinde) ya da radyodiagnostik (diş röntgen filminde), hiçbir problem göremez !
Dişte hiçbir dolgu veya diş çürümesi olmayabilir veyahut bir dolgu bulunsa bile dolgu ile ilgili hiçbir problem gözlenemez. Uygunsuz görünen hiçbir bulgu yoktur. Eldeki tek veri, hastanın hassasiyet yaşadığı dişinde ısırma basıncı sırasında oluşan şiddetli ve keskin diş ağrısıdır.
Dişte artan basınç (çiğneme - ısırma) sırasında çıkan ağrı beraberinde diş ile ilgili hiçbir görünür problem bulunmaması şeklinde anlatılan bu durum; "Çatlak Diş Sendromu"nun karakteristik ve diagnostik - patognomonic (tanı koydurucu) özellikleridir.
Diş çatlağı teşhisi, diş doktorunun ağrıyan dişin her bir ayrı bölümüne sırası ile basınç uygulayarak daha detaylı muayene yapması ile kesinleştirilir. Eğer dişte çatlak var ise, ağrının olduğu kesinleştirilen dişin bir kısmına basınç uygulanırken keskin ağrı olur ancak diğer yüzeyine uygulanan basınçta hiç ağrı olmaz. Bu durumun sebebi, dişin çatlak kısmının, uygulanan basınç sırasında hareket ederek dişin iç kısmındaki yumuşak damar-sinir dokusunu ( pulpa, Diş özü, diş içindeki damar-sinir paketi) sıkıştırarak şiddetli diş ağrısı yaratması, çatlak olmayan kısmına uygulanan basıncın ise hiçbir etki yapmayarak ağrısız muayene sonucu vermesidir.
Bu diş ağrısına sebep olan çatlak fragmenti genellikle mikroskopik boyutlardadır! Çıplak gözle görülemez!
Diş, diğer genel vücut yumuşak dokuları ve hatta kırılan kemik dokularında görüldüğü gibi "kendi kendini iyileştirme özelliği"ne sahip olmadığından, bir kere çatlayan diş artık eski haline dönecek şekilde iyileşme şansını yitirmiştir.
Yukarıda anlatıldığı üzere, mikroskopik seviyede çatlak olan kısmın milimetrenin binde biri seviyesinde hareket kabiliyeti kazandığından, üzerine her basınç uygulandığında (çiğneme vs...) oynayarak diş pulpası/özü içerisindeki sinirlere bası yapacaktır. Bu ise insanı yerinden hoplatacak derecede diş ağrısı yapmaya yeterli bir uyarandır.
Yukarıda şekilde bir örneğini verdiğimiz; oluşan çatlağın zamanla büyüyerek artık "diş kırığı" hâline gelmesi durumunda ya da sadece "diş çatlağı" aşamasında kalsa dahi, artık bu dişteki ağrı şu iki şeyden biri olmadan geçmeyecektir :
1. Dişin çatlayan kısmının yarığı zamanla gittikçe derinleşebilir ve alttan köke doğru değil de tekrar dişin dış yüzeyine doğru yönelerek, başladığı yer ile oluşturacağı tam daireyi tamamlar ve "diş kırılarak kopar". Çatlayan kısmın dişten ayrılmasını takiben sinire bası yapan faktör elimine edildiğinden, ağrı çok azalır. Var olan minimal ağrı da, korumasını kaybederek iç kısımları dışarıya ekspoze olmuş dişin dış faktörlerden etkilenme oranının artmış olması sebebiyledir. Bu haldeki bir dişe; diş protezi porselen-zirkon-lamine kron diş kaplaması veyahut sadece basit bir diş dolgusu yapılması sorunu tamamen çözer ve hasta ile dişi sonsuza kadar birlikte mutlu mesut yaşarlar. (Tam olarak sonsuza kadar olmayabilir...)
2. Çatlayan kısım kopmadan uzun süre bası altında bıraktığı siniri zamanla öldürür. Bu durum doğal yolla oluşan bir diş kök kanal tedavisine benzetilebilir. Var olan ağrı sinirin ölmesi ile otomatikman kesilebilir! Ancak bu sefer de diş özünde ve kök kanallarının içinde ölü doku artıkları şeklinde kalıntı yapan sinir cesetleri tabiri caiz ise çürüyüp kokuşarak diş içerisinde "diş apsesi" şeklinde gelişen "enfeksiyon" yani mikrobik iltihap odakları oluşturur. Bu durum ise çözümü, dişe bir de diş hekimi tarafından yapılacak tam bir diş kök kanal tedavisi uygulaması ile tüm ölü sinir ve yumuşak dokunun dışarı çıkartılması ve çene kemiğine gömülü kalan pulpası / özü çıkartılmış dişin üzerinin diş protezi - porselen / zirkon diş kron kaplama ile üzeri kapatılarak emniyete alınmasıdır.
Çatlamış ve Kırılmış Dişler Kurtarılabilir mi?
Çatlamış bir dişin kurtarılıp kurtarılamayacağı,
tamamen diş çatlağın yapısına bağlıdır.
Üst tarafta 1'den 5'e kadar numaralanmış resimlerde, diş çatlaklarının sınıflandırılması şematik olarak görülebilir. Sol sütundaki "a" grubu resimler dişin uzunlamasına-yandan kesitlerini, sağdaki "b" grubu resimler ise dişin çiğneme yüzeyine dik görünümlerini temsil etmektedir. Kırmızı ile gösterilen ise, diş üzerinde oluşan çatlağın oluşum ve gidişatını simgelemektedir.
Çatlayan dişin tamir edilebilmesi mümkün olan tek parçası, diş eti çizgisinin üzerinde kalan kısmıdır ! Bu temel prensibe göre düşünülünce, yanda örnekleri görülen çatlak diş kategorilerinden bir kısmı kurtarılabilir, bir kısmı ise kurtarılamaz gruba girmektedir.
Diş hekimi için asıl zorluk, mevcut bir çatlağın yanda görülen gruplardan hangisine girdiğinin teşhis edilmesi aşamasındadır. Çatlayan dişler, ağız içerisindeki yerlerinde iken büyük çoğunlukla doğal görünümlerini koruduklarından ve çatlak görsel muayene sırasında görülemediğinden(!) , diş hekiminin çatlak olduğunu tespit ettiği dişteki çatlağın üstteki resimlerden hangi gruba girdiğini teşhis edebilmesi şu anki tıbbi tetkikler ve muayene usülleri ile neredeyse imkansızdır !
İçinde çatlak olduğu muayene sonucu teşhis edilen, ve tanısal tanımı gereği radyografik tetkikler ile x-ray röntgenografisi tetkikleri ile bu çatlağı onaylama şansı olmayan diş hekimine başvuran hasta, sadece diş hekiminin klinik tecrübesine güvenmek zorundadır! Ve çatlak diş sahibi hasta bilmelidir ki, diş hekimi ne kadar kusursuz bir tedavi uygularsa uygulasın, tedavi edilen diş en nihayetinde kaybedilebilir. Çatlamış ve kırılmış bir dişin tedavisi daima risklidir ve tedavinin sonucu ile ilgili dünyadaki hiçbir diş hekimi garanti veremez.
Çatlamış-Kırılmış bir dişin en "güvenli" tedavi yolu,
3 aşamayı içermektedir :
1. Dişte bir kök-kanal tedavisi yapılarak diş köklerinin ve pulpasının içerisindeki diş-sinirleri temizlenir. Bu tedavi prosedürü, zaten çatlağın oynayan kırık parçasının zaman içerisinde çiğneme sırasında oluşan dış basınçlar nedeniyle diş kökü ve özü içerisindeki damar-sinir paketi üzerinde oluşturacağı mikrotravmalara bağlı kaçınılmaz olan diş siniri ve özünün ölmesi ile oluşacak nekrotik yumuşak dokunun abseleşerek bir enfeksiyon odağı haline gelmesini önleyecektir. Bu prosedür, eğer dişteki çatlak diş pulpasına ulaşmamış ise gerekli değildir ancak DİŞ HEKİMİNİN BUNU BİLMESİ / TESPİT ETMESİ BİLİMSEL ve TIBBİ OLARAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
2. Kanal tedavisi uygulaması ile sinirleri çıkartılan diş'in herbir kökü içerisinde oluşan boşluklara birer "post" yerleştirilir. Post, kanal tedavisi konusunda daha detaylı incelenmiştir ancak kısaca özetlemek gerekirse, sinir ve damarları çıkarıldığı için artık gelişmesi ve kendini içeriden yenilemesi mümkün olmayan dişin, zamanla gücünü yitirmesine bağlı, dirayetini kaybetmesi durumunu engellemek üzere dişin içerisindeki boşluklara yerleştirilen, ufak ve ince birer çivi misali metal destek temelleri için kullanılan diş hekimliği malzemesidir.
3. Post uygulaması ile sağlamlaştırılan, kanal tedavisi yapılmış dişin üzeri Diş Protezi - Kron Kaplamalar : Porselen Diş Kaplaması / Zirkon Diş Kaplaması çeşitlerinden biri ile kapatılır.
Diğer sebeplerle oluşan diş kayıpları... :
Bu sayfa içeriğinde genel olarak travmatik sebeplerle oluşan diş kayıp ve hasarlanmalarını inceleyerek, bu gibi durumlarda tıbbi tedavi seçeneklerini irdeledik.
Ancak; bir dişin bir darbe sonucu mu hasarlanarak kaybedildiği, ne sebeple çatladığı, diş çürümesi, absesi ve geçmiş hikayesi bir yere kadar önemlidir. Bu örnek, geçen yıllar sürecinde dişlerinin bir kısmını yitirmiş yaşlı bireyler için özellikle önemlidir. Ağız içerisinde hâla varlığını sürdüren dişlerin de kaybedilmesine yol açacak bir temel patoloji söz konusu değil ise; yani eski dişlerin kayıp hikayesi, şu an var olan dişlerin de sağlığını tehdit etmeyecek sebeplerden olmuş ise, artık düşünülecek tek şey vardır...
Bir diş kaybedilmiş ise, artık kaybedilmiştir. Ve etiyolojisinden bağımsız olarak ortada var olan tek gerçek : Ağız içerisinde diş olması gereken bir yerde artık o diş yoktur ! Bu durumda var olan "sorun"a karşı geliştirilecek tedavi yaklaşımı da, eksik olanı yerine koymak kadar basittir. Olayın bilimsel sebepleri, diş hekiminin düşünmesi gereken ayrıntılardır, hasta adına var olan tek geçerli soru ise; "Bu durumdan nasıl kurtulurum?" dur.
Bu sayfanın özeti. Bir dişin başına ne gelmiş olursa olsun, ve hatta diş tamamen kaybedilmiş de olsa, diş hekimliği bilim ve sanatı kullanılarak bu nahoş durumun "tam anlamıyla" bir tedavisi mümkündür. Doktor ve hasta arasında kurulacak dialog ile, bireye "en uygun" tedavi prosedürü tespit edildikten sonra, her türlü "diş kaybı" probleminin bir çözümü mevcuttur !
Ancak; bir dişin bir darbe sonucu mu hasarlanarak kaybedildiği, ne sebeple çatladığı, diş çürümesi, absesi ve geçmiş hikayesi bir yere kadar önemlidir. Bu örnek, geçen yıllar sürecinde dişlerinin bir kısmını yitirmiş yaşlı bireyler için özellikle önemlidir. Ağız içerisinde hâla varlığını sürdüren dişlerin de kaybedilmesine yol açacak bir temel patoloji söz konusu değil ise; yani eski dişlerin kayıp hikayesi, şu an var olan dişlerin de sağlığını tehdit etmeyecek sebeplerden olmuş ise, artık düşünülecek tek şey vardır...
Bir diş kaybedilmiş ise, artık kaybedilmiştir. Ve etiyolojisinden bağımsız olarak ortada var olan tek gerçek : Ağız içerisinde diş olması gereken bir yerde artık o diş yoktur ! Bu durumda var olan "sorun"a karşı geliştirilecek tedavi yaklaşımı da, eksik olanı yerine koymak kadar basittir. Olayın bilimsel sebepleri, diş hekiminin düşünmesi gereken ayrıntılardır, hasta adına var olan tek geçerli soru ise; "Bu durumdan nasıl kurtulurum?" dur.
Bu sayfanın özeti. Bir dişin başına ne gelmiş olursa olsun, ve hatta diş tamamen kaybedilmiş de olsa, diş hekimliği bilim ve sanatı kullanılarak bu nahoş durumun "tam anlamıyla" bir tedavisi mümkündür. Doktor ve hasta arasında kurulacak dialog ile, bireye "en uygun" tedavi prosedürü tespit edildikten sonra, her türlü "diş kaybı" probleminin bir çözümü mevcuttur !
Çatlamış dişler, kırılmış diş yapıları, diş kopması veya parçalanmış dişler ile ilgili rekonstrüktif-cerrahi diş hekimliği uygulamaları olan Diş Protezi - Kron Kaplamalar : Porselen Diş Kaplaması / Zirkon Diş Kaplaması , Diş implantı yapımı, Estetik diş hekimliği girişimleri, Diş dolgu tedavisi, Diş kanal tedavisi konuları, herbiri için Diş Hekimliği Rehberimizin Ana Sayfasında oluşturulmuş ayrı birer konu başlığı altında, en ince ayrıntılarına kadar ve konu hakkında daha önceden bilgili olmayı gerektirmeyecek derecede herkesin anlayabileceği bir dil ile, resimler şemalar ve diğer görsel öğelerle zenginleştirilerek detaylıca anlatılmıştır.
ANKARA DİŞ HEKİMİ ve SİNCAN DİŞ HEKİMİ Websiteleri için Yasal Uyarı : "ADO - DİŞ HEKİMLİĞİNDE İletişim Ortamlarında Yayın Yapma Klavuzu ve ETİK KURALLARI" dahilinde;
"SİNCAN DİŞ DOKTORU Sitesindeki bilgiler destek amaçlıdır. Diş Hekimi'nin hastasını diş hekimliği hastalıklarını teşhis için muayenesinin ve diş tedavileri uygulamalarının yerine geçmez ! "